Hatay’da rezerv alan tepkisi: ‘Beni öldürsünler sonra evimi alsınlar’
Hatay’da evlerinin bulunduğu bölgelerin rezerv alanı ilan edilmesine vatandaşlar tepki göstermeye devam ediyor. Vatandaşlar, binalarına asılan boşaltma kararına karşı çıkarak bir araya geldi ve tepkilerini dile getirdi. Evi rezerv alanı içinde kalan bir kadın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, “Şimdi ortada kalacağım… İstemiyorum, gelsin beni öldürsünler ondan sonra evimi alsınlar” dedi. Rezerv alan yasasında hak sahiplerine aynı yerde ev vereceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmadığına dikkat çeken eski Hatay Barosu Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın, “Rezerv alanı ilan edilen bölgeler şehrin dışında sağlam arazide olur ama Hatay’da ne yapılmaya çalışılıyorsa özel mülkte yapılmaya çalışılıyor” diye konuştu.
ANKA’nın haberine göre, Hatay’da merkez ilçe Defne, Samandağ ve Kırıkhan merkezlerinin bir çok mahallesinde rezerv alan ilan edildi. Rezerv alanda evlerinin ellerinden alınmasına karşı çıkan yurttaşlar dün Samandağ’da yürüdü. “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Bu memleket bizim sermaye defol” sloganları atan vatandaşlar, “Mahallemizi terk etmiyoruz, rezerve ranta, talana geçit yok” pankartı taşıdı.
‘ÇADIRIN ALTINDA KALMAYA RAZIYIZ’
Antakya bağlı Akevler Mahallesi’nde evi rezerv alanına giren bir kadın, “Hem canımızdan hem malımızdan olduk. Muhtarlarında büyük payı var. Sesimizi duyun, sesimizi duyan yok mu? Depremdeki gibi kimse duymadı. Bir de gelmişler evimizden yurdumuzdan etmişler. Biz çadırın altında kalmaya razıyız yeter ki yurdumuzdan etmesinler” dedi.
‘İNSANLARIN GİDECEK EVİ YOK’
Mahalleli bir çocuk ise, “Mahallemizde bütün evlerde 15 güne kadar çıkma kararı alındı. İnsanların gidecek evi yok. Eğer bu evleri gelip yıksalar buradaki insanlar eşyalarını nereye koyacak, nereye gidecekler” diye konuştu.
Akevler Mahallesi’nden bir başka kadın ise, “Soruyorlar mı ‘ne yediniz ne içtiniz, nerede oturdunuz’ diye. Şimdi evimizden ediyorlar. Biz tırnağımızla bu mahalleyi yaptık, yıkmak için mi yaptık, yaşamak için yaptık. Üç aile eşyalarla beraber evimizi nereye götüreceğiz” diyerek sitem etti.
‘CUMHURBAŞKANINA SESLENİYORUM…’
Antakya Ürgenpaşa Mahallesi’nden bir kadın ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, “Ben para pul, daire istemiyorum. Huzurum, mutluluğum olsun. Huzurumu elimden almasınlar. Evim yıkıldı, dört yakınım öldü, bu kadar üzülmedim. Şimdi ortada kalacağım, kendime üzülüyorum. İstemiyorum gelsin beni öldürsünler ondan sonra evimi alsınlar” dedi.
YASA 9 KASIM 2023’DE DEĞİŞTİRİLDİ
Kahramanmaraş depremlerinin ardından 9 Kasım 2023 tarihinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da değişiklik yapıldı. Yasa Kanunda “rezerv alan” ve “mülkiyet hakkı” ile ilgili düzenlemeler tartışmaların odağına yerleşti.
Hataylıların tedirdinliği ise nüfusun demografik yapısının değişmesi… Rezerv alan yasasında hak sahiplerine aynı yerde ev vereceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmuyor. ANKA haber Ajansı’na konuşan Hatay Barosu eski başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın, “Rezerv alanı ilan edilen bölgeler şehrin dışında sağlam arazide olur ama Hatay’da ne yapılmaya çalışılıyorsa özel mülkte yapılmaya çalışılıyor. Bu da vatandaşta kaygıya sebep” olduğuna dikkat çekiyor.
Hatay Barosu eski başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın, afet yasasında değişikliğin anayasaya aykırı olduğunu söylüyor. Açıklanın, “Rezerv alanı ilan edilen bölgeler yerleşim yeri dışında olmalı. Yerleşim yeri afet riski altındaysa Hatay gibi tekrar yerleşime açılması için zemin etütü, yeni imar planın yapılması gerekir” diyerek Hatay için yeni felaketlere kapı aralandığına dikkat çekti.
Hatay’da Armutlu, Çekmece, Dikmece eski Antakya merkez zemin sıvılaşması olduğu nedeniyle “riskli bölge” alanı ancak bu bölgeler şimdilerde rezerv alanı…
Açıkalın ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şu değerlendirmeyi yaptı:
“Rezerv alanı ilan edilen bölgelerde evi hasarsız ya da az hasarlı olan binalarda ‘sana yeniden ev yapacağız’ deniliyor. Yeni yapılacak konutların yüzde 60 devlet yüzde 40 vatandaş tarafından karşılanacak. Evini onarmış yurttaşlarımız için yeniden yapılacak evlerle vatandaşın borçlandırılması hukuka ve vicdana uygun değil.
Yasada hak sahiplerine aynı yerden ev verileceğine dair herhangi bir düzenleme yok. Kanun da bunun karşılığı yok. Rezerv alanı ilan ederken iki şeyi gözetilmeli. Vatandaş aynı yerden kimlerle komşuluk yapmışsa onlarla kültürünü sürdürmesine imkan tanınmalı. Biz çok dilli çok dinli bir toplumuz, bunları gözetebilmek oradaki kültür dokusunu korumakla olur. Demografik yapının korunmasıyla ilgili yasada bir değişiklik yapılmasını istiyoruz.
Öte yandan kaça mal olacak bu evler? Burada da belirsizlik var. Ayrıca ciddi bir mali riskin altına vatandaşı niye sokuyoruz. Bu kadar acıyı yaşamış bir şehirde, evine getireceği boyacıya parası olmayan vatandaşı milyonlarca borcun altına sokmak vicdani midir? Ayrıca orta hasarlı binalarla ilgili güçlendirme çıktıktan sonra rezerv alanı ilan edilen yerlerde güçlendirme çalışmalarını yapan yapı denetimle anlaşan vatandaşlar da mağdur edildi. ‘Biz size ev yapacağız diyorlar kimsenin ev yapılmasına itirazı yok ama hem hukuki hem de ekonomik yönden zarar verilmemesi lazım…”
‘7 MİLYONLUK DAİRENİN SADECE 3 MİLYONUNU DEVLET KARŞILIYOR’
Açıkalın, “Hatay’da ilk günden bu yana belirsizlik var ve ısrarla vatandaşı bilgilendirmeden uzak tutuyorlar. Arada bir muhtarları çağırıp söylüyorlar. Şu anda 110 metrekare dairenin fiyatı 7 milyon… 4 milyona yakın rakamını devlet karşılıyor, geri kalanını vatandaş nasıl karşılayacak?” diye sordu.
(HABER MERKEZİ)